Eğitimciler, ‘Bu büyük bir suç’ dedi, bakanlığı ve Meclis’i göreve çağırdı: ‘Hayalet öğrenciler’

Bazı özel okulların bazı öğrencileri, sınıfta “var” görünüyorlar ama yoklar! Okula hiç uğramıyorlar. Kimisi sınavdan sınava okula geliyor, kimisi onu da yapmıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan müfettiş geleceği zaman okula çağrılıyorlar, birkaç günlüğüne derslere giriyorlar. Bunlara “hayalet öğrenci” deniyor! Çoğu sınav odaklı çalışmak, dershanelere gitmek isteyen 12. sınıf öğrencileri. Ancak içlerinde çok küçük kız çocukları da var, zorunlu öğrenim yaşında oldukları için okulda kayıtlı gösterilen ama kim bilir nerelerde, ne tür eğitimlere maruz bırakılan!

“Hayalet öğrenci”leri yoklamada var yazmak istemediği, bu duruma tepki gösterdiği için çalıştığı eğitim kurumundan istifa eden bir öğretmen, “Öğrenciler nasıl hayalet oluyor” sorusunu şöyle yanıtladı:

“12. sınıflar sınav kaygısı nedeniyle okula gelmek istemiyor. Kendi açılarından haklılar, okul müfredatı ile sınav sistemi uyuşmuyor. Artık açık liseye geçmek de zor. Okula belli bir ücret ödüyorlar. 12. sınıftaki hayalet öğrenciler, 09.00- 16.00 saatleri arasında dersaneye gidiyor. İşin acı yanı bu sorunun küçüklerde de yaşanması. Özellikle kız çocuklarında. Örneğin bir özel ilkokulda kayıtlı görünen kız öğrencinin okula gelmediği fark ediliyor. Yönetim ‘Böyle bir durum yok’ dese de kız öğrenci sadece sınav günleri sakallı, cüppeli adamlar tarafından okula getiriliyor, özel bir odada sınava sokuluyor ve sonra da götürülüyor. Lise son sınıfların bir gerekçesi var ama küçük yaştaki hayalet öğrencilerin tarikat baskısı altında dini eğitimle beyinleri yıkanıyor.”

DANIŞIKLI DÖVÜŞ

Gelir kaygısı bulunan, az öğrencili özel okulların bu yola başvurduğunu anlatan öğretmen, “Veli, okul yönetimi anlaşmasıyla yürüyor. MEB de göz yumuyor. Örneğin bir son sınıfta 12 devam eden, 5 hayalet öğrenci bulunuyor. Sınıfın üçte biri gibi düşünün” diyor. Hayelet öğrencilerin bulunduğu okullardan birinde görev yapan öğretmen, “Bunu uygulayan okullarda hayalet öğrenci oranı yüzde 5-7 arasında değişiyor. Müfettişler geliyor, cezalar kesiliyor, öğretmenler durumu görüyor ama değişen bir şey olmuyor. Bu durum baskın olarak lise son sınıflarda ama bütün kademelerde var” diyor.

TEFTİŞ ZAMANI ‘OKUL GEZİSİ’!

“Hayalet öğrenci”lerle 7-8 yıl önce bir özel okulda tanıştığını söyleyen bir öğretmen, tanık olduğu olayları şöyle anlattı:

“Öğrenci dönem sonlarına doğru okula uğrayıp müdür yardımcısının yönetiminde sınav kâğıtlarını doldurup not alıyordu. Bizlere söylenen, ailenin son derece muhafazakâr olduğu ve kızlı-erkekli eğitime karşı olduğuydu.

Bunu genelde aşırı dinci, muhafazakâr aileler, aşiret aileleri ya da siyasi bağlantısı olan aileler istiyordu. Son 2 yılda bu durum evrimleşti! Bazı özel okul patronlarının dersane ve kursları da var. Öğrenci okula kayıt yaptırıyor ama bu kurslara gidiyor. Bir MEB teftişinde öğrenciler apar topar servislerle dersaneden okula götürüldü, ‘öğrenciler okul gezisindeydi’ dendi üstü kapatıldı.”

MÜDAHALE EDİLMESİ GEREKİR

Eğitimci, Felsefe Kültür Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Apaydın, konunun Meclis gündemine taşınması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

HUKUKİ SÜREÇ GEREK

“Okula gitmeyen bir öğrencinin okuldaymış gibi gösterilmesi çok büyük bir suçtur ve ilgili yasaya göre bu suçu işleyen okulların kapatılması gerekir. Hayalet öğrenciler bizzat velilerin eşliğiyle gerçekleştirilen bir suçtur. Bu velilere yönelik de hukuki işlemler yapılması gerekir. MEB, 10 Ekim 2023’te bu konuyu 12. sınıflar özelinde yaşanan bir durum olarak değerlendirerek soruşturmalar yürütüldüğünü bildirmişti. Öncelikle bu yanlış bir tespit, bu konu ortaokul ve ilkokul düzeyinde bile yaşanan bir gerçekliktir. Hatta bu durumun sadece özel okullarda değil devlet okullarında bile yaşandığına ilişkin ciddi iddialar bulunmaktadır. Hayalet öğrenciler, içinde onlarca faktörün bulunduğu bir meseledir. Yasal statüsü olmayan tarikatların, kadınların eğitim hakkını tanımayan zihniyetlerin ve üniversite sınavlarında bedava Ortaöğretim Başarı Puanı katkısı talep eden velilerin dahil olduğu bir meseledir bu. Ve günümüzde çok sıradan bir halde yaşanmaktadır.

Bu çok boyutlu konunun çözümünün kapsamlı bir hukuki süreci gerektirdiği açıktır. Bunu yalnızca MEB özelinde gerçekleştirmek mümkün değildir. Bu yüzden bu konunun derhal Meclis gündemine taşınması, bu suça ülke çapında müdahale edilmesi gerekir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir